ALAPLI HABERLERİ

TAHMİNİ FINDIK REKOLTESİ KAFA KARIŞTIRIYOR

23 Temmuz 2015
714 kez görüntülendi

TAHMİNİ FINDIK REKOLTESİ KAFA KARIŞTIRIYOR

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyeleri Hasan Kozoğlu ve Arslan Soydan, Ziraat Odaları tarafından oluşturulan komisyonun, fındık üretilen 16 il ve 130 ilçede örnekleme metodu uygulanarak çotanak sayımı yaptığını ve 2015 fındık rekoltesini 590 bin 394 ton olarak tahmin ettiğini bildirdi.

 

Kozoğlu, Soydan, Giresun Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Erim Yaman, Ordu ve Giresun Ziraat Odası başkanlarıyla, Ordu’nun Altınordu İlçesi’nde fındık bahçesinde düzenledikleri basın toplantısında, fındık rekolte tahminini açıkladılar. -Gıda ve tarım ihracatının yüzde14’den fazlasını karşılıyor- Türkiye ve özellikle Karadeniz Bölgesi ekonomisinde oldukça önemli yeri olan, gıda ve tarım ürünleri ihracatının yüzde 14’den fazlasını tek başına karşılayan fındıkta, önümüzdeki günlerde yeni bir hasat sezonuna girileceğine vurgu yapan Kozoğlu ve Soydan, şunları kaydettiler: “Dünyada fındık alanlarının yüzde 78’ine sahibiz. Son 5 yıllık ortalamalara göre, üretimin yüzde 68’ini, ihracatın yüzde 76’sını karşılıyoruz. Türkiye son 5 yıl ortalamasına göre, 777 bin ton olan dünya fındık üretiminin 530 bin tonunu tek başına karşıladı. İkinci sıradaki İtalya’nın fındık üretimi, 100 bin tonu bile bulmuyor. Ülkemizde 2013’de 549 bin ton olan üretim, geçen yıl yaşanan don afeti nedeniyle 412 bin tona kadar geriledi. Fındık önemli bir üründür. Son 5 yıl ortalamasına göre, dünyada yıllık kabuklu fındık ithalatı 466 bin tonu buluyor. Özellikle çikolata ve şekerleme sanayi açısından vazgeçilmez bir ürün olan fındıkta, en fazla ithalatı İtalya, Almanya, Fransa yapıyor. Dünyada ithal edilen fındığın dörtte üçten fazlasını yapıyoruz. Fındık, sadece 2014-2015 sezonunda ülkemize 2,57 milyar dolar döviz kazandırdı. Son 5 sezonda yapılan fındık ihracatından elde edilen döviz 9,9 milyar doları aşmıştır. 100’den fazla ülkeye fındık ihraç etsek de yüzde 80-85’i Avrupa ülkelerine yapıyoruz. Sezon itibarıyla, 2012-2013’de 301 bin ton, 2013-2014’de 268 bin ton, 2014-2015’de 201 bin ton fındık ihraç ettik. Son 5 sezon içinde, miktar açısından rekor ihracatın yapıldığı 2012-2013 sezonunda 1,75 milyar dolarla en alt seviyeye inen ihracat, tonaj olarak en az ihracatın yapıldığı 2014-2015 sezonunda ise 2,57 milyar dolarla rekor kırdı. Yine sezon itibarıyla, fındığın kilogramını, 2013-2014’de 7 dolar 40,3 cent olan fındık ihraç fiyatı, yaşanan don afeti nedeniyle üretimin önemli ölçüde gerilediği 2014-2015’de 12 dolar 81,6 cente yükseldi.”

-Rekolte tahminleri-

Geçen yıl fındık üretimi yapılan 14 il için açıkladıkları 371 bin 185 tonluk rekolte tahminlerinin, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 412 bin ton fındık rekolte açıklamasına oldukça yakın olduğunu belirten Kozoğlu ve Soydan, şöyle devam ettiler: “Karadeniz İhracatçı Birlikleri’nin 2014-2015 ihracat verilerine göre, ihraç edilen 201 bin ton fındığın 187 bin tonu 2014 ürünü fındıktır. Bu rakamlar, 2014 yılında yaptığımız rekolte tahminimizin ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymaktadır. Toplam 187 bin tonluk 2014 ürünü fındık ihracat rakamı, yaklaşık 374 bin ton kabuklu fındığa tekabül etmektedir. Bu rakam da Birliğimizin yapmış olduğu 371 bin tonluk rekolte tahminin, 2013 yılından kalan stokları da dahil ettiğimizde ne derece gerçekçi olduğunu, her türlü spekülasyondan, çıkardan uzak olduğunu göstermektedir. 2015 sezonunu, fındık üreticimiz ve fındık ihracatçımız için son derece önemli bir yıl olarak görüyoruz. Çünkü ülkemiz, fındıkta 2015 sezonuna neredeyse sıfır stokla girmektedir. Karadeniz İhracatçılar Birliği ve Fındık Tanıtım Grubu’nun 2015 yılı için 733 bin 246 ton, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 585 bin ton rekolte tahmininde bulunduğunu görüyoruz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise İl Müdürlükleri bazında yapmış olduğu çalışma neticesinde 646 bin 254 ton fındık rekoltesi beklentileri olduğunu açıklamıştır. Karadeniz İhracatçılar Birliği ve Fındık Tanıtım Grubu’na sormak lazım. Kaç ilde, kaç ilçede bilimsel çalışma yapıp da 733 bin 246 ton rakamına ulaşmışlardır. Nasıl bir araştırmayla TÜİK’in tahmininin 148 bin ton üzerinde bir tahmin rakamını bulmuşlardır. Ne olmuştur da önceki tahminleri olan 713 bin tonu 20 bin ton artırmışlardır. TÜİK tahminin yüzde 25 üzerinde bir tahminde nasıl bulunmuşlardır. Kimse üreticinin alın teriyle oynamasın. Ayıptır, günahtır. Vebal almaktır. Nitekim, kendi raporlarında, ‘rekolte çalışmasında Haziran sonu ve Temmuz başında dış etkenler (döllenme problemi, zararlıların etkileri ve iklimsel etkiler) sebebiyle meydana gelebilecek çotanak dökülmeleri hesaba katılmamıştır’ diyerek ne kadar bilimsel çalıştıklarını da itiraf etmişlerdir.”

-Geçen yıl yaşanan don olayının etkileri halen devam ediyor-

Her yıl düzenli olarak yapmış olduğumuz rekolte çalışmalarını, bu yıl da büyük bir özenle gerçekleştirdiklerini bildiren Kozoğlu ve Soydan, “Konunun uzmanı bilim adamlarından, Ziraat Mühendislerinden oluşturduğumuz komisyonun incelemelerine göre; geçen yıl yaşanan don olayının etkileri halen devam ediyor. Fındıklıklarda değişen oranlarda külleme hastalığına rastlandı. Bazı bölgelerde bakteriyel yanıklık görüldü. Bütün bölgelerde meyve ağaçlarında normal olan Haziran dökümleri meydana geldi” dediler. Kozoğlu ve Soydan, komisyonun, son yıllarda fındık üreticilerimizin daha bilinçli olduğunu, yetiştirme tekniklerine uygun olarak fındık tarımı yaptıklarını, her türlü budama, gençleştirme, gübreleme, ilaçlama gibi kültürel uygulamalara önem verdiklerini de tespit ettiğini vurguladılar. -“Üretici, ihtiyacı kadar fındık satsın, emanete vermesin”- Komisyonun, bütün bunları da dikkate alarak, fındık üretilen 16 il ve 130 ilçede örnekleme metodu uygulanarak, çotanak sayımı yapmış ve 2015 fındık rekoltesini 590 bin 394 ton olarak tahmin ettiğine dikkati çeken Kozoğlu ve Soydan, şunları kaydettiler: “Ülkemizde bu yıl fındıkta devir stokları yoktur. Kabuklu fındık üretimin yaklaşık 500 bin tonu iç fındık olarak ihraç edileceğini tahmin ediyoruz. İç tüketimimizin kabuklu fındık bazında 70-80 bin ton dolaylarında gerçekleşeceği beklentisini taşıyoruz. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda, bu yıl oluşturduğumuz komisyon tarafından 590 bin ton olacağı tahmin edilen fındık üretimimizin, ihracat ve iç tüketimimize ancak yeteceğini söyleyebiliriz. Üreticilerimizin fındığı, ihtiyacı kadar satmaları, emanete vermemeleri gerekir. Bunu yaparlarsa, ürettikleri fındıklarını değerine satabilirler. Diğer taraftan, 2014 yılında sona eren alan bazlı desteğin 2015 yılından sonra da devamı, fındık üretiminin sürdürülebilirliği açısından büyük önem arz etmektedir. Çünkü ülkemizde fındık işletmelerinin büyük çoğunluğu küçük parsellerden oluşmaktadır. Bu nedenle üretimin devam edebilmesi devletin vereceği desteğe bağlıdır. Alan bazlı desteğin bir an evvel açıklanması, bu bakımdan önem arz etmektedir. -Gençleştirme ve kültürel işlemlerle verim artırılmalı- Yine ülkemizde özellikle Doğu Karadeniz Bölgemizde fındık bahçeleri, ekonomik ömürlerini tamamlamışlardır. Ülkemizde dünyanın en kaliteli fındığın üretildiği Doğu Karadeniz’de bahçelerin yaşlanmış ve kültürel işlemlerin de yetersiz olması nedeniyle verim oldukça düşüktür. Fındıkta verimin artırılması şarttır. Dekar başına verim İtalya’da 140, ABD’de 360 kilograma kadar çıkarken, Türkiye’de, 2013 yılında 78, 2014 yılında ise 59 kilogram olmuştur. Gençleştirme ve diğer kültürel işlemlerle dekar başına veriminin artırılması, üretimimizin daha fazla gelir elde etmesini sağlayacaktır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın koordinasyonunda sektör temsilcilerinin yer aldığı bölgesel bazlı projelerle, yaşlanmış olan bu bahçeler gençleştirilmeli, teraslama çalışmalarının yapılmalı, toprak derinliği artırılmalı, sertifikalı fidan kullanımı teşvik edilmeli, bahçeler yenilenmelidir. Dünyaca tanınan ‘Türk Fındığı’ imajının devamı için markalaşma çalışmalarına önem verilmelidir. Gençleştirme çalışmaları yürütülürken, üreticimizin gelir kaybının karşılanması önem arz etmektedir. Dünya üretiminin üçte ikisinden fazlasını karşılayan üreticimizin bin bir emekle ürettiği fındığın fiyatı, Almanya Hamburg’da bulunan borsa tarafından şekillenmektedir. Bu durum işin doğasına aykırıdır. Aynı işlevi yerine getirecek ürün ihtisas borsalarının kurulması gerekmektedir. Diğer taraftan depolama süresi uzun olan fındıkta, piyasada kaliteli ürünün her an bulunabilmesi, fiyat istikrarı sağlanması ve üreticimizin yeterli gelir elde edebilmesi için lisanslı depoculuğun hayata geçirilmesi zorunluluktur. Böylece lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesiyle üreticimiz ürününü değerinde pazarlayacak aynı zamanda fiyat istikrarında sürdürülebilirlikle kaliteli ürünün her an piyasada bulunabilirliği mümkün olacaktır.” Çiftçilere seslenen Kozoğlu, Soydan ve Oda başkanları, “Yıllardır büyük bir kararlılıkla sürdürdüğümüz kampanyamızı yeniden ve yılmadan hatırlatmak istiyoruz. Çiftçi kardeşim, ihtiyacın kadar ürünü sat, emeğine sahip çık” dediler.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz